Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

İcra ve iflas hukuku, borçlu ile alacaklı arasındaki ekonomik ilişkilerde alacakların tahsilini sağlamak amacıyla uygulanan hukuki süreçleri düzenleyen özel bir hukuk dalıdır. Bu alanda en çok başvurulan yöntemlerden biri icra takibidir. İcra takibi, alacaklının mahkemeye gitmeden borcunu tahsil etmesini sağlayan icra müdürlüğü işlemi olarak tanımlanabilir. Takip işlemi, geçerli bir alacak belgesine (senet, çek, sözleşme vb.) dayanılarak başlatılır ve borçluya ödeme emri gönderilir. Borçlu itiraz etmezse takip kesinleşir ve haciz işlemleri yapılabilir; itiraz edilirse süreç durur ve alacaklı mahkemeye başvurmak zorundadır.

İcra takibinde temel olarak iki tür takip yöntemi vardır: İlamsız takip ve ilamlı takip. İlamsız takip, mahkeme kararı olmadan doğrudan başlatılabilir ve borçluya ödeme emri gönderilir. Borçlu, ödeme emrini aldıktan sonra 7 gün içinde itiraz hakkına sahiptir. İtiraz durumunda takip durur ve alacaklı, talebini mahkeme nezdinde ispatlamakla yükümlüdür. İlamlı takip ise mahkeme kararı veya kesinleşmiş hükme dayanır. Bu takip türünde itirazlar genellikle ilamın hukuki geçerliliğine yöneliktir ve daha hızlı sonuç verir.

Ayrıca, ipotek takibi ve rehin takibi gibi teminatlı takip yöntemleri vardır. İpotek takibinde, taşınmaz rehini üzerinde alacağın tahsili amaçlanır ve taşınmazın paraya çevrilmesi talep edilir. Rehin takibinde ise borçlunun teminat olarak gösterdiği taşınır mallar haczedilir ve satılır. Borçlu bu takiplere itiraz ederse, süreç durur ve alacaklı mahkemeye başvurur. Kambiyo senetlerine mahsus icra takibi, çek, bono ve poliçe gibi senetlerden doğan alacaklar için özel usulleri içerir. Bu takip türünde senedin vadesi ve ibraz süresi büyük önem taşır.

Borçların tahsili için kira alacaklarına yönelik takipler de yaygın olarak kullanılır. Kira sözleşmesine dayanılarak başlatılan bu takiplerde, kiracı itiraz edebilir ve ödememe gerekçelerini mahkemede savunabilir. Tahliye takibi ise kiralanan taşınmazın tahliyesi için uygulanır; kiracı itiraz edebilir ve sulh hukuk mahkemesinde dava açabilir.

Haciz işlemleri, borçlunun malvarlığı üzerindeki en etkili alacak tahsil yöntemlerinden biridir. Haciz, taşınır veya taşınmaz mallara konulabilir. Haczedilen mallar yasal prosedürlere uygun şekilde satışa çıkarılır ve satıştan elde edilen gelir alacaklılara dağıtılır.

İflas ise borçlunun borçlarını ödeyememesi durumunda mahkeme tarafından verilen bir karardır. İflas sürecinde borçlunun malvarlığı tasfiye edilerek alacaklılara paylaştırılır. Konkordato ise borçlunun alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını yapılandırmasıdır; bu yöntem iflasın önüne geçer ve borçluya ödeme kolaylığı sağlar.

İcra ve iflas hukukunda zamanaşımı süresi genellikle 5 yıldır. Bu süre içinde takip yapılmazsa alacak hakkı sona erer. Bu nedenle, alacakların tahsilinde zamanlama ve hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi büyük önem taşır.